24 Kasım 2012 Cumartesi

Paradoks

Acılar, acılar hayatın sıradanlıkları içerisinde
Kalbimin tellerine vurmakta birer birer
Kulağıma hoş nağmeler gelmekte
Bilmezdim; acının bir gün ekmeğim,
Gurbetinse bu kadar tatlı olacağını.
Yolların çok yakın,
Kalplerin çok uzak duracağını.
           Ekim 1995
           İstanbul
          Cemal Büyükkardeş

Not : Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Sıkıntı

Boşluğun ta ortasına baktım bugün
Anlamsızlıklardan yıldığımda.
Bir umut ışığı aradım belki de
Şu kederli vakitte.

Bana hiç yakışmayan bakışlarım vardı gözlerimde
Bir beklediğim vardı elbette
Tek sıkıntımdı o sevimsiz an
Bekleyecektim, geçecekti elbet devran
           Temmuz 1995
           İstanbul
           Cemal Büyükkardeş

Not : Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Yalnızlık

Bugün canım taşlamak istiyor
Şu koca Marmara'yı.
Yalnızlık, bıkkınlık, sıkılganlık...
Hani öfkeyle sabırsızlık da cabası.
Bugün seyredalacağım
Kaç çilekeşe deva olmuş
Şu koca deryayı.
         Haziran 1995
         İstanbul
         Cemal Büyükkardeş

Not : Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Çile

Bir dağ gibi görünse de
Önümdeki koca yıllar
Biliyorum hepsi geçecek bir gün.
Umudun ışığa vardığı gün
Ancak bahtiyarımdır.
Ta ki o zamana dek
Çile ikinci adımdır.
       Haziran 1995
       İstanbul
      Cemal Büyükkardeş

Not : Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Efkar

Efkarlıyım yine bugün
Herhalde hiç olmadığım kadar
Kimbilir belki başıboşluktan, yalnızlıktan
Belki de gelecek kaygısı yerine yaşanmışların verdiği hazdan

Gelecek kocaman bir muamma
Akıbetini merak edenler için bir püsküllü bela
Geçmiş hüzün, acı, sevinç
Ama herşey iyi ya da kötü olmuş bitmiş
                    Aralık 1994
                    İstanbul
                    Cemal Büyükkardeş

Not : Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

21 Kasım 2012 Çarşamba

Turgut Uyar

Ak odada oturur
Kapısı penceresinden çok

Gözlerinde yıldızlar
Serin yerde durur

Bir elinde kadeh
Öbürünü yarasına bastırır

İnşaattan ses gelir
Bir şeyi okşar gibidir

Uzanıp durmuş mahcup
Işığagöçerin şarkısı

Dönülmez dizeler içinde
Onunkiler gülaçılır

Öldüğü gün
Hepimizi işten attılar.
             1931-1990
             Cemal Süreya

Adı İlhan Berk Olan Şiir

Nurullah Ataç çeliştirmen
Tahir Alangu soruşturman
Cevdet Kudret deriştirmen
Suut Kemal çekiştirmen
Mehmet Kaplan uyuşturman

Sabahattin Eyüboğlu yetiştirmen
Orhan Burian barıştırman
Vedat Günyol biliştirmen
Adnan Benk veriştirmen
Fahir Onger geçiştirmen

Memet Fuat alıştırman
Fethi Naci kızıştırman
Hüseyin Cöntürk yarıştırman
Rauf Mutluay doluşturman
Asım Bezirci koğuşturman

Mehmet H. Doğan geliştirmen
Doğan Hızlan buluşturman
Konur Ertop araştırman
Vecihi Timuroğlu seviştirmen
Muzaffer Uyguner üleştirmen

Adnan Binyazar örtüştürmen
Füsun Akatlı konuşturman
Atilla Özkırımlı dalaştırman
Murat Belge yakıştırman
Enis Batur ileştirmen

İlhan Berk eleştirmen
                1931-1990
                Cemal Süreya

Edip Cansever

Yeşil ipek gömleğinin yakası
Büyük zamana düşer.

Herşeyin fazlası zararlıdır ya,
Fazla şiirden öldü Edip Cansever.
                             1931-1990
                             Cemal Süreya

Gül

Gülün tam ortasında ağlıyorum
Her akşam sokak ortasında öldükçe
Önümü arkamı bilmiyorum
Azaldığını duyup duyup karanlıkta
Beni ayakta tutan gözlerinin

Ellerini alıyorum sabah kadar seviyorum
Ellerin beyaz tekrar beyaz tekrar beyaz
İstasyonda tiren oluyor biraz
Ben bazen istasyonu bulamayan bir adamım

Gülü alıyorum yüzüme sürüyorum
Her nasılsa sokağa düşmüş
kolumu kanadımı kırıyorum
Bir kan oluyor bir kıyamet bir çalgı
Ve zurnanın ucunda yepyeni bir çingene
                                   1931-1990
                                   Cemal Süreya

19 Kasım 2012 Pazartesi

Bir Çiçek

Bir çiçek duruyordu, orda, bir yerde,
Bir yanlışı düzeltircesine açmış;
Gelmiş ta ağzımın kenarında
Konuşur durur.

Bir gemi bembeyaz teniyle açıklarda,
Güverteleri uçtan uca orman;
Aldım çiçeğimi şurama bastım,
Bastım ki yalnızlığımmış.

Bir başına arşınlıyor bir adam mavi treni
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
                    1931-1990
                    Cemal Süreya

17 Kasım 2012 Cumartesi

Hüznün Kuşları

ben bütün hüzünleri denemişim kendimde
canımla besliyorum şu hüznün kuşlarını
bir bir denemişim bütün kelimeleri
yeni sözler buldum seni görmeyeli

kuliste yarasını saran soytarı gibi
seni görmeyeli
kasketim eğip üstüne acılarımın
sen yüzüne sürgün olduğum kadın
kardeşim olan gözlerini unutmadım
çık gel bir kez daha beni bozguna uğrat

sen tutar kendini incecik sevdirirdin
bir umuttum bir misillemeydin yalnızlığa
şanssızım diyemem kendi payıma
hain bir aşk bu kökü dışarda
olur böyle şeyler ara sıra
olur ara sıra
      1931-1990
      Cemal Süreya

Beni Öp Sonra Doğur Beni

Şimdi
utançtır tanelenen
sarışın çocukların başaklarında.

Ovadan
gözü bağlı bir leylak kokusu ovadan
çeviriyor o küçücük güneşimizi.

Taşarak evlerden taraçalardan
gelip sesime yerleşiyor.

Sesimin esnek baldıranı
sesimin alaca baldıranı.

Ve kuşlara doğru
fildişi: rüzgarın tavrı.
Dağ: güneş iskeleti.

Tahta heykeller arasında
denizin yavrusu kocaman.

Kan görüyorum taş görüyorum
bütün heykeller arasında
karabasan ılık acemi
- uykusuzluğun sütlü inciri -
kovanlara sızmıyor.

Annem çok küçükken öldü
beni öp, sonra doğur beni.
            1931-1990
            Cemal Süreya

Az Yaşadıksa Da

Ben kibriti çaktığım zaman
Her şey kırmızıydı yüzün olarak
Ben kibriti çaktığım zaman
Çünkü her yüz bir memlekettir

Ben sigaramı yaktığım zaman
Çünkü her sigara bir kelimedir
Ben sigaramı yaktığım zaman
Güz günleriydi bir şarkı olarak

Bir güvercin ben öldüğüm zaman
Nice hüzünlerden yaprak yaprak
Bir güvercin ben öldüğüm zaman
       1931-1990
       Cemal Süreya

Yazmam Daha Aşk Şiiri

Oydu bir bakışta tanıdım onu
Kuşlar bakımından uçarı
Çocuk tutumuyla beklenmedik
Uzatmış ay aydınlık karanlığıma
Nerden uzatmışsa tenha boynunu

Dünyanın en güzel kadını oydu
Saçlarını tarasa baştan başa rumeli
Otursa ama hiç oturmaz ki
Kan kadını rüzgardı atların
Hep andım ne yaşanır olduğunu

En çok neresi mi ağzıydı elbet
Bütün duyarlıklara ayarlı
Öpüşlerin türlüsünden elhamra
Sınırsız denizinde çarşafların
Bir gider bir gelirdi işlek ağzı

Ah şimdi benim gözlerim
Bir ağlamaktı tutturmuş gidiyor
Bir kadın gömleği üstümde
Günün maviliği ondan
Gecenin horozu ondan
             1931-1990
             Cemal Süreya

Git

Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit,
Günahıma girmeden, katilim olmadan git!

Git de şen şakrak geçen günlerime gün ekle,
Beni kahkahaların sustuğu yerde bekle.

Git ki siyah gözlerin arkada kalmasınlar,
Git ki gamlı yüzümün hüznüyle dolmasınlar

Madem ki benli hayat sana kafes kadar dar,
Uzaklaş ellerimden uçabildiğin kadar.

Hadi git, benden sana dilediğince izin,
Öyle bir uzaklaş ki karda kalmasın izin.

Kahrımın nedenini söylesem irkilirler;
Çünkü herkes beni Kays, seni Leyla bilirler.

Sanırlar ki sen beni biricik yar saymıştın;
Oysa ki hep yedekte, hep elde var saymıştın.

Hadi git, ne bir adres, ne bir hatıra bırak,
Zannetme ki pişmanlık, mutluluk kadar ırak!

Sanma ki fasl-ı bahar geldiği gibi gitmez,
Sanma ki hüsranını görmeye ömrün yetmez.

Her darbene tehammül edecektir bedenim,
Gururum mani olur perişanıma benim.

Yari Ferhat olanın ellerle ülfeti ne?
Şirin ol katlanayım dağ gibi külfetine.

Henüz layık değilken tomurcuk kadar aşka,
Sana gül bahçesini kim açar benden başka!

Hercai arılara meyhanedir çiçekler,
Kim bilir şerefinden kaç kadeh içecekler!

Madem aşk tablosunun takdirinden acizsin,
Git de çağdaş ressamlar modern resimler çizsin.

Ne vedaya gerek var, ne de mektuba hacet,
Git de Allah aşkına bir selama muhtaç et!

Güllere de aşk olsun gene sen kokacaksan!
Fallara da aşk olsun gene sen çıkacaksan!

Kopsun nerden inceyse artık bu bağ, bu düğüm,
Her gece daha berbat, daha vahim gördüğüm.

Korkulu düşlerimi yorumdan kaçıyorum;
Sırf sana üzülüyor, sırf sana acıyorum.

Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit,
Günahıma girmeden, katilim olmadan git!
                         1931-1990
                         Cemal Süreya

Üstü Kalsın

Ölüyorum tanrım
Bu da oldu işte.

Her ölüm erken ölümdür
Biliyorum tanrım.

Ama, ayrıca, aldığın şu hayat
Fena değildir...

Üstü kalsın...
        1931-1990
        Cemal Süreya

12 Kasım 2012 Pazartesi

Ama Senin

Daha nen olayım isterdin,
Onursuzunum senin!
               1931-1990
               Cemal Süreya

Sizin Hiç Babanız Öldü Mü

Sizin hiç babanız öldü mü?
Benim bir kere öldü kör oldum
Yıkadılar aldılar götürdüler
Babamdan ummazdım bunu kör oldum
Siz hiç hamama gittiniz mi?
Ben gittim lambanın biri söndü
Gözümün biri söndü kör oldum
Tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak
Öylemesine maviydi kör oldum
Taşlara gelince hamam taşlarına
Taşlar pırıl pırıldı ayna gibiydi
Taşlarda yüzümün yarısını gördüm
Bir şey gibiydi bir şey gibi kötü
Yüzümden ummazdım bunu kör oldum
Siz hiç sabunluyken ağladınız mı?
              1231-1990
              Cemal Süreya

Biliyorum Sana Giden

Biliyorum sana giden yollar kapalı
Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni

Ne kadar yakından ve arada uçurum;
İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi

Uyandım uyandım, hep seni düşündüm
Yalnız seni, yalnız senin gözlerini

Sen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım
Ben artık adam olmam bu derde düşeli

Şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya
Yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki

Anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi
Ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmeği

Kaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda;
Hangi şarkıyı duysam, bizimçin söylenmiş sanki

Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor
Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini

Çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu;
Bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri

Rastlaşmamak için elimden geleni yaparım
Bu böyle pek de kolay değil gerçi...

Alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya;
Bunun verdiği mutluluk da az değil ki

Çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
Sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki

İnan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,
Son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:

Bir geceyarısı yazıyorum bu mektubu
Yalvarırım onu okuma çarşamba günleri
                  1931-1990
                  Cemal Süreya

11 Kasım 2012 Pazar

Divan-ı Kebir(Büyük Divan)'den Seçme Rubailer-5

Ey nazlı nazlı yürüyen selvi, hazan rüzgarı sana değmesin.
Ey cihanın gözbebeği, kem göz senden uzak olsun.
Sen göklerin de canısın, yerin de! ..
Canına, rahmetten, rahattan başka bir şey dokunmasın!
                   1207-1273
                   Mevlana Celaleddin Rumi